{ "title": "Aşırı Aktif Mesane Sendromu (AAMS)", "image": "https://www.idrar.gen.tr/images/asiri-aktif-mesane-sendromu-aams-8036.jpg", "date": "21.01.2024 22:28:37", "author": "Selen Karadeniz", "article": [ { "article": "Aşırı Aktif Mesane Sendromu (AAMS), böbreklerde üretilen idrar mesane dediğimiz organda depolanır. Mesanenin yapısı kaslardan oluşur ve kese biçimindedir. Ortalama olarak 500 cc idrar depolama kapasitesine sahiptir. İnsanların önemli kısmı mesane yarı yarıya doluyken dolu gibi hisseder. Mesanenin boşaltılması için gevşeyebilmek önemlidir. Bunu yapabilmekte tamamen çevresel ve sosyal faktörlere bağlıdır. Yani tuvaletin olması ya da bunun için ayrılan özel bir alanın olması gibi. Beyin bunlar olduğunda mesanedeki idrarın boşaltılması için sinyal gönderebilir.

İdrar yapma sıklığı çeşitli faktörlerin bir arada olmasına bağlıdır. Bu kişinin aldığı sıvı miktarıyla da bağlantılıdır. Çoğu kişi gün boyu ortalama 8 defa, geceleri de 1 defa idrara çıkar ya da geceleri hiç çıkmayabilir. Aşırı aktif mesane sendromu ise kişinin mesane kontrolünü kaybetmesiyle yaşanıyor. Kişinin idrar yapma sıklığı artıyor ve bunu kontrol edemiyor.

Aşırı aktif mesane sendromu (AAMS) belirtileri nelerdir?
Bu belirtiler kişileri yaşamlarının bir bir döneminde %10-20 oranında etkileyebilir. Bunların ortaya çıkması çeşitli nedenlere bağlıdır. Mesanede aniden spontan kasılmaların olması, mesanenin dolduğunu hissetmekte hassasiyet, geceleri böbreklerin fazla idrar üretmesi ya da mesanenin normalden küçük olması bu belirtilerin oluşmasına neden olabilir.

Aşırı aktif mesane sendromu (AAMS) tanısı nasıl konulur?

Hastanın yaşadığı belirtilerin değerlendirilmesi için bazı tetkikler yapılır. Öncelikle hastanın tıbbi geçmişi ve fiziki muayenesi yapılarak diğer tetkiklere geçilir. Belirtilerin ne zamandan beri devam ettiği, önceden geçirilen cerrahi müdahaleler, yaşam tarzı, kullanılan ilaçlar sorgulanır. Fiziksel muayene sırasında hastanın genital bölgesi, karnı ve sırtı kontrol edilir. Daha sonra yapılan idrar testinde idrardaki enfeksiyon, kan şeker gibi incelemeler yapılır.

Aşırı aktif mesane sendromu tanısında hastadan mesane günlüğü hazırlaması istenebilir. Buna içilen su miktarı, hangi sıklıkla idrar yapıldığı, yapılan idrar miktarı gibi bilgilerde eklenir. Daha sonra idrar akımının elektronik olarak kontrol edildiği üroflovmetri testi yapılır. Bundan sonra mesanenin ultrasonda görüntülemesi yapılabilir. Bu tetkikte kişinin idrar yaptıktan sonra mesanede kalan idrarı belirlemeye yarar. Özellikle idrar tıkanması sorunu varsa bu aşamada belirlenebilir. İdrarda kan olursa mesane incelemesi yapılabilir. Sistoskop denilen bir tür endoskop ile lokal anestezi altında mesanenin içine bakılır. Ürodinamik inceleme ile mesane kaslarının çalışması değerlendirilir. Ayrıca üretra ve rektuma konulan katater ile mesane ve karın basıncı da ölçülür.

Aşırı aktif mesane sendromu (AAMS) tedavisi nasıl yapılır?

Aşırı aktif mesane sendromu belirtileri hastalar açısında çok sıkıntılıdır. Ancak yaşamı tehdit edici düzeyde olmaz. Belirtiler uzun süre etkili olabilir. Bu sorunun kolay bir tedavisi bulunmaz. Bu nedenle hasta uyumu tedavide çok önemlidir. Hasta üzerinde çeşitli tedavi yöntemleri uygulanarak en uygun olanı belirlenir. Hastaların belirtilerle baş edebilmesi için yapması gerekenler faydalı olabilir. Öncelikle doktora danışarak sıvıları ne kadar alacağınızı belirlemelisiniz. Ani idrar çıkışı hissedildiğinde bunu mümkün olduğu kadar tutmaya çalışmalısınız. Bu çalışma mesane eğitimi için yapılır. Yaşla birlikte zayıflayan pelvik kasları içinde Kegel egzersizleri yapılabilir. Bu şekilde kaslar güçlendirilirse ani idrara çıkma hissi de baskılanabilir.

Hastaların tedavide bazı yaşam tarzı önerilerine de uyması gerekir. Bu hastaların belirtileri yönetmesine ve yaşam kalitesini arttırmaya yardımcı olur. Günde en az 1-1,5 litre sıvı almak bunların arasındadır. Ancak sıcak yerlerde yaşayanlar ya da fazla aktivitesi olanlar, terleyenler daha fazla sıvı almalıdır. Geceleri idrara çıkmamak için yatmaya yakın sıvı alımı azaltılmalıdır. İdrar miktarını arttırdığı ve mesaneyi uyardığı için kafein ve alkol tüketimi azaltılmalıdır. Bunun gibi aşırı aktif mesane sendromu belirtilerini arttıran turunçgiller, baharatlar, suni tatlandırıcılar gibi besinlerde az tüketilmelidir. En önemlisi kilo kontrolünün sağlanmasıdır. Kilo vermek belirtileri azaltacaktır.

Aşırı aktif mesane sendromu hastalarının üçte birinde alınan bu önlemler belirtileri azaltmada yetersiz kalabilir. Bu durumda tedavide bazı ilaçların kullanılması gerekebilir. Bu tedaviye başlamak için belirtiler, hastanın tıbbi öyküsü, kullanılan ilaçlar ve tercihleri dikkate alınır. Tedavide kullanılan ilaçlar desmopresin, muskarinik reseptör antagonistleri, Beta 3 agonistleri olarak sınıflandırılır. Tedavi sırasında en fazla ani idrar yapma isteğini azaltan, mesane kasılmalarınıa iyi gelen muskarinik reseptör antagonistleri kullanılır. Bunların yan etkisi de azdır. En fazla görülen yan etkileri asit reflüsü, ağız ve göz kuruluğu, kabızlık olarak izlenmiştir. Nadir olarak idrar yapma zorluğu, baş dönmesi, bulanık görme gibi etkilerde görülebilir.

Beta 3 agonistler mesane kasılmalarını ve belirtileri azaltır. Bunlar aktif mesane sendromu (AAMS) İÇİN yeni kullanılmaya başlayan ilaç grubudur. Yan etkileri de oldukça hafiftir. Desmopressin ise vücudun ürettiği idrar miktarını azaltarak etki eder. Bu ilaçlar geceleri idrara çıkışı azaltır. Yatmadan önce alınan ilaçların etkisi 8-12 saat devam eder. Bu ilaç kandaki sodyum seviyesinin düşmesine neden olabilir. Bunun için tedavi öncesinde ve tedavi sürerken hastanın kan tetkikleri mutlaka yapılmalıdır. Mide bulantısı baş dönmesi, karın ağrısı, ağız kuruluğu gibi yan etkiler ise nadiren görülebilir. Yine nadiren tansiyon yükselmesi sorunu yaşanabilir, ayaklarda ve ayak bileğinde şişmeler oluşabilir.

İleri aşama aşırı aktif mesane sendromu (AAMS) tedavi yöntemleri nelerdir?

Alınan önlemler ve ilaç tedavisi hastaların tedavisinde etkisiz kalırsa diğer tedavi yöntemleri uygulanabilir. Bunlar arasında mesane içine yapılan botosk yani botolinum toksin hastalardaki belirtilere yol açan sinir aktivitesini azaltır. Bu ani idrara çıkma, idrar sıklığı, idrar kaçırma gibi yakınmalara iyi gelir. Lokal anestezi altında yapılan uygulamada toksin mesane duvarının farklı bölgelerine enjekte edilir. Bu işlemin 4-9 aayda bir tekrarlanması gerekir.

Bu yöntemin dışında norömodulasyon denilen sinirin uyarılması yöntemine de başvurulabilir. Mesaneyi kontrol altında tutan bu sinirin uyarılması için elektrik akımı kullanılır. Bunun için tibial sinir uyarılması ve sakral sinir uyarılması olarak iki tür kullanılır. Tibial sinir uyarılması ayak bileği yakınından yerleştirilen iğneyle uygulanır. İğne sakral sinire kadar giden tibial siniri uyarmaktadır. 12 seans halinde uygulanan tedavi 30 dakika sürer ve haftada bir kez yapılır. Ancak yeni seanslara ihtiyaç duyulabilir.

Sakral sinir uyarılması ise iki aşamada gerçekleştirilir. Cilde yerleştirilen elektrodun sinir uyarılmasına yanıt verip vermediği test edilir. Yanıt alınırsa pelvik kemiğinin üzerinden programlanabilir akım jeneratörü implantasyonu yapabilmek için cerrahi girişim yapılır. Girişim sonrasında dışarıdan bir cihazla jeneratör kontrol altında tutulur. Cihaz mesaneye giden sinirlerdeki elektrik akımını kontrol altında tutar. Bu sendromun belirtilerini ciddi derecede azaltabilir. Bu tedavide enfeksiyon riski vardır. Ayrıca jeneratörün pili de zamanla bitebilir. Pil değişimi için yeni bir operasyon gerekli olabilir.

Aşırı aktif mesane sendromu belirtileri bu yöntemlerin hiç birisiyle giderilemezse mesane cerrahisi yapılması gerekebilir. Bu operasyon mesanenin kapasitesini arttırmak için yapılır. Alt karın bölgesine açılan bir kesikten girilerek hastanın bağırsağından alınan parçayla mesane büyütülür. Buna mesane büyütme ya da istiridye sistoplasti denmektedir. Nadiren uygulansa da bazı hastalarda sendromun tedavisinde gerekli olabilir.

Aşırı aktif mesane sendromu (AAMS) tedavisi ihmal edilmemeli

Aşırı aktif mesane sendromu (AAMS) belirtileri kişinin yaşamını tehdit etmese de yaşam kalitesini etkiler. Bunda fiziksel ve fizyolojik sağlık birlikte ele alınmalıdır. Kişinin kendini sağlıklı hissetmesinin yanında belirtilerin psikolojik baskısından da kurtulması gerekir. Bu kişilerde toplu aktivitelerden kaçış, sosyalleşmede azalma eğilimi görülür. Evden çıkmadan daha tuvaleti belirleme düşüncesi hâkim olur. İdrar kaçırma kişide utanca neden olur ve özgüveni azaltır. Kişinin partneri de bu belirtilerden olumsuz etkilenebilir. Bu yüzden rahatsızlığın tedavisinde gecikilmemeli ve önlemler alınmalıdır. Kişiler bir üroloji uzmanına danışarak mutlaka destek almalıdır.
" } ] }