{ "title": "İdrar Ph", "image": "https://www.idrar.gen.tr/images/idrar-ph.jpg", "date": "19.01.2024 06:51:33", "author": "ismail veske", "article": [ { "article": "İdrar Ph, PH, böbrek tübülerinin plazma ve ekstraselüler sıvının, sodium geri emilimi ve hidrojen, amonyum iyonlarının tübüler sekresyonu ile meydana getirilen asit ve baz seviyesini devam ettirme kapasitesini göstermektedir. Üriner pH algılama testi, 3 indikatörün bir kombinasyonundan oluşmaktadır. Metil kırmızısı, bromtimol mavisi ve fenolftalein. 5-9'luk bir pH seviyesinde turuncudan sarı ya da yeşil ve maviye bir renk geçişi sonucunda oluşur. Sağlıklı olan insanlardan alınan taze idrarın pH oranı 5 ya da 6'dır. İdrar pH'ı fizyolojik ve patolojik durumlardan etkilenmektedir:

PH oranları 8'den büyük olan (Alkali idrar), postprandiyal (Mide sıvısında bulunan hidroklorik asit sekresyonuna normal yanıt), vejetaryen diyette, idrar yolu enfeksiyonlarında (Özellikle üreaz meydana getiren bakteriler, Proteus ve Psödomonas, amonyum iyonlarından üreyi ayırır), yoğun bir şekilde kusmada (Metabolik alkaloz), hiperventilasyonlu respiratuvar alkalozda ve potasyum deplesyonunda gözükür.

Alçak olan pH oranları (Asidik idrar) gözüktüğü durumlar ise sıcak ve kuru olan ortam (Fazla konsantre ve oldukça fazla olan asidik idrar), uyku esnasında (Ventilasyon düşmesine bağlı respiratuvar asidoz), et ve proteinler bakımından zengin olan diyet, klorotiyazid diüretikler, diyabetik ketoasidoz, respiratuvar asidoz, metabolik asidoz, diyare, inanisyon, üremili dekompanse böbrek yetmezliği, pireksi, Escherichia coli'den ötürü oluşan üriner enfeksiyonlar, renal tüberküloz, kronik romatolojik şeklinde olan hastalıklar.

Üriner pH'ın önemi esas olarak, metabolik ya da respiratuardan dolayı sebep olan sistematik bir asit ya da baz bozukluğu durumunun tespit edilmesine ve idrarın belirli bir pH'ta tutulmasını ön gören üriner olayların, böbrek taşı (İdrar pH'ında farklılaşma, beslenme ve tedavi ile gözlemlenir, böylece taşların meydana gelmesinin önüne geçilmiş olur), sülfonamidler ile tedavi esnasında idrar alkalinizasyonu (Kristal meydana gelmesinin önüne geçilmesi için), trasfüzyonlar esnasında salisilat zehirlenmesi (Atılımın yükselmesi) gibi, yönetilmesinden kaynaklıdır. İdrar yolu enfeksiyonları için tedavi esnasında idrar asidik tutulmalıdır. Uyarı; idrar pH'ı hiçbir vakit 9'a gelmez. Böyle bir olayda test, başka bir taze örnek üstünde yeniden yapılmalıdır.

Lökositler, İdrar yoluyla atılan lökositler, neredeyse yalnızca, esteraz aktivitesinin testin stripteki tabanında oluşan reaksiyonla tespit edildiği (Mor renk meydana getirir). Granülositler tarafından temsil edilir. Test, sağlam veya parçalanmış lökositleri ve lökosit silendirlerini tespit eder. Test, lökosit oranını ölçmek için tasarlanmamıştır. Lökositüri, idrar yolunun inflamatuar hastalıkları için oldukça önemli bir durumdur.

Bakteriyel enfeksiyonlar (Sistit, üretrit, akut ya da kronik piyelonefrit), viral veya fungal enfeksiyonlar, parazit infestasyonları, glomerülopatiler, analjezik nefropatisi, entoksikasyonlar, idrar yapamama bozuklukları. Kadınlarda, erkeklerden daha çok gözükür. Kronik ya da iyileşmiş bir inflamasyon olayında, bakteri olmaması durumunda çoğunlukla pozitif bir lökosit reaksiyonu oluşur. Abakteriyel lökositüri. Kronik piyelonefritin akut alevlenmeleri arasındaki zamanlarda lökositüri çoğunlukla hastalığın tek bulgusunu temsil eder. Abakteriyel lökositüri, tümör ya da tüberküloz olayında da gözükebilir. Lökositler için pozitif bir netice veren idrar, lökosit ve bakteriler açısından mikroskobik olarak incelenmelidir.
" } ] }