{ "title": "İdrar Retansiyonu", "image": "https://www.idrar.gen.tr/images/idrar-retansiyonu(1).jpg", "date": "20.01.2024 08:20:15", "author": "tuğba arslan", "article": [ { "article": "
İdrar Retansiyonu: Mesanenin dolu olmasına rağmen kişinin idrarını yapamaması yani dışarı atamaması durumuna idrar Retansiyonu adı verilmektedir. Kişide oluşması durumunda acil olarak tedavi edilmesi gereken idrar retansiyonu, toplam olarak dört guruba yarılmaktadır ve bu guruplar; akut ve kronik idrar Retansiyonu ile komplet ve inkomplet retansiyonudur.

İdrar Retansiyonuna Sebep Olabilecek Etkenler: İdrar Retansiyonuna sebep olabilecek etkenler şunlardır;
İdrar retasyonuna kadınlardan daha çok rastlanmaktadır ve acil serviste bulunan doktorların bu rahatsızlığın teşhisini doğru olarak koyması ve bunun ardından nedene bağlı olarak doğru tedaviyi gerçekleştirebilmesi önemli olmaktadır. İdrar retasyonu olan kişinin acil olarak tedavi edilmesi gerekmektedir ve bu acil tedavide sonda ya da suprapubik kateter ile mesanenin boşaltılmasının sağlanması, ardından da hastalığın hangi sebepten kaynaklandığının bulunmasının ardından asıl tedavinin uygulanması gerekmektedir.

İdrar retansiyonu olan hastalar genellikle ameliyat olduktan 12 saat sonra idrarlarını çıkarabilmektedirler. İdrar retansiyonu genel olarak, perianal, rektal ve pelvik ameliyatlarından sonra ya da spinal anestezinin ardından görülmektedir ve buna göre hastalara tedavi uygulanmaktadır. Bunun yanı sıra, hastanın ameliyat olamamasının ardından geçen 12 saatlik süre içerisinde idrarını çıkarmaması halinde hastaya mümkün olan en küçük sonda seçilerek, bu idrar sondası takılmaktadır. Ayrıca, iki seferden daha fazla idrar retasyonu rahatsızlığı ile karşı karşıya kalan hastalara foley sondası yerleştirilmektedir ve bu sonda hastada en az 2-7 gün arasında tutulmaktadır. Sondanın uretral yoldan takılamaması durumunda ise hastaya suprapubik sistofiks kateter uygulanmaktadır.

Uriner enfeksiyonda ise idrar yolunun önceden kontaminasyonu, üriner retansiyon ve aletlerle yapılan işlemler üriner sistem enfeksiyonu için risk meydana getirmektedirler. Hastalarda genel olarak idrar sondasının çıkartılmasının ardından geçen 48 saatin sonunda dizüri ile ateş oluşmaktadır ve hastalarda piyelonefritte, yüksek ateş ve lomber bölgeye ağrı vurması ile subileus belirtileri görülmektedir.

Uriner enfeksiyonda hastalığın tanısı kültür ve idrar tahlili ile ortaya konulmaktadır. Ayrıca, hastanın ameliyat edilmesinden önce üriter sistem kontaminasyonun önlenmesi ve enfeksiyon olması durumunda bu durumun tedavi edilmesi, idrar retasyonu sorununun çözülmesi ve temizliğe son derece dikkat edilerek tamamen steril bir ortamda sonda takılması işleminin gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Son olarak ise hastaya uygun antibiyotik verilmesi ve hastanın daha fazla sıvı almasının sağlanması ile tedavisi yapılmaktadır.
" } ] }